Pages

Ads 468x60px

26 Kasım 2012 Pazartesi

Sezaryen için tek şartı açıkladı

Sezaryen ile ilgili yasa tasarısı meclisten geçti. Yasa bundan böyle "tıbbi gereklilik olmadan kadınlar sezaryen yaptıramayacak" diyor.


CNN Türk'e konuk olan Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise bu maddeye açıklık getirdi "Tıbbi gereklilik olmadan yaptıramayacak ama bir kadının sadece doğum korkusu olmasını bile tıbbi gereklillik sayıyoruz. Kanunu bu şekilde yazmamızın en önemli sebebi şudur, normal doğum ve  sezaryen kadınlarımızın önüne iki normal seçenekmiş gibi çıkarıldı. Normal doğum mu sezaryen mi? Doktora ne farkı var denildiğinde: 'Hiçbir farkı yok. İkisi de aynı ama sezaryen yapalım.' denemeyecek." dedi.


RUHSAL AÇIDAN ARZU ETMESİ YETERLİ

Bakan Akdağ kadınların sezaryeni sadece ruhsal açıdan şiddetle arzu etmesini bile tıbbi gereklilik sayacaklarını belirterek tıbbi gereklilik olmadan yapan doktora da ceza verileceğini açıkladı:  Bunlar kötü tıp uygulamaları çerçevesinde değerlendirilecek. Hem ceza yasamızda hükümler var hem de idari yaptırımlarımız olabilecek. Mesela gereksiz sezaryen oranları yüksekse o kuruma eğitim vereceğiz." Sezaryen ile ilgili araştırmalara da değinen Recep Akdağ: Sezaryenle doğan bebekler normal doğan bebeklere göre iki misli obez oluyorlar. Sezaryen ityaç olduğunda başvurulabilecek bir yöntemdir. İhtiyaç varsa zaten yapacak bir şey yok." dedi.

YASAK DEĞİL NORMAL DOĞUMA ÖZENDİRME

Sezaryen oranlarının düşürülmesine yönelik çalışmaların henüz netleşmediğini, ama bununla ilgili öngörüşmeler yaptıklarını bildiren Akdağ, şöyle konuştu:
“Biz meseleyi başından beri bir yasaklama meselesi gibi ele almıyoruz, böyle de almadık. Bu toplu bir program. Bir taraftan insanlar istedikleri zaman güvenli bir biçimde buna ulaşabilsinler ama bu çok nadirleşsin istiyoruz. Bu mutat bir yol, normal bir yol gibi algılanmasın istiyoruz. Bunun için bir çok tedbir alacağız. Normal doğumun özendirilmesi, normal doğuma, özellikle ilk doğumlara daha fazla ödeme yapılması, bizim Sağlık Bakanlığı hastaneleri için söylüyorum, performansın artırılması gibi bir dizi tedbir olabilecek. Bunlara ilişkin detayları Bakanlar Kurulu'na sunacağımız raporda bekleyin.”



Sezaryende son nokta


OBEZİTEYLE MÜCADELE

Obeziteyle mücadele kampanyasıyla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Akdağ, olumlu tepkiler aldıklarını belirterek, “Ama çok zamana ihtiyaç var. Bu kampanya aslında bizim halkımızda farkındalığı artırmak için attığımız ilk adımlar. Daha önce de küçük küçük ısınma adımları atmıştık. Ama şimdi insanların özellikle kendi vücutları hakkında bir fikir sahibi olmalarını sağlamaya çalışıyoruz” ifadesini kullandı.

Bu meseleyi kişilerin kendilerinin çözmesi gerektiğini ifade eden Akdağ, “Hiç kimsenin yerine hareket de edemeyiz, yediğimiz miktarı da azaltamayız yediğimiz porsiyonu da küçültemeyiz” dedi.

Kampanyanın iki teması bulunduğunu, bunlardan birinin porsiyonların küçültülmesi, diğerinin de daha çok hareket edilmesi olduğunu dile getiren Akdağ, “10 bin adım” mesajının ise sembolik olduğunu vurguladı.

Akdağ, şunlara dikkati çekti:
“Siz 10 bin adım atamıyor olabilirsiniz ama günlük spor yapıyorsunuzdur, yüzüyorsunuzdur ya da bir spor salonunda ya da evinizde egzersiz programınız vardır. Mutlaka hareket etmek gerekiyor. Belli yaşa göre nabzınızı birazcık harekete geçirecek, hızlandıracak hareketler yapmak gerekiyor metabolizmayı iyice harekete geçirmek için. Maalesef biz millet olarak çok hareketsiz bir millet haline geldik.”

KÜLTÜREL DEĞİŞİM

Hızlı şehirleşmenin beraberinde kültürü de değiştirdiğine işaret eden Akdağ, “İnsanımızın yüzde 70'i hareket etmiyor. İnsanımızın yüzde 70'ine yakını aynı zamanda kilolu ve obez. İkisini bir araya getirirseniz üçte birimiz normaliz, üçte birimiz kiloluyuz, üçte birimiz de obeziz. Obez artı kiloluları şöyle bir toplayın, üçte ikiye denk geliyor. Üçte iki de muhtemelen aynı üçte iki. Hareket de etmiyor. Uzun süre televizyon karşısında oturmalar, bilgisayarlar.”

Kadınlarda şişmanlık oranının daha yüksek olduğunu belirten Akdağ, “Kadınlarımızın şu ikindi günleri, ikindilerde gün yapıyor kadınlar. Bütün Türk kadınlarına sesleniyorum, bu günlerde birbirinize sebze ağırlıklı ikramlarda bulunalım kalorisi düşük içecekler, yiyeceklerle ikram yapalım. Bir ziyarete gittiğinizde orada üç çeşit tuzlu, iki çeşit tatlı, hamur işleri filan varsa zayıflamak filan hiç bunlar söz konusu edilemez, bir taraftan da kilo almaya devam edersiniz. Yaşam biçimini değiştirmek gerekiyor. Biz farkındalık oluşturacağız, belediyelerimiz diğer kuruluşlarımız çevreyi iyileştirecek, böyle gidecek.”

Bunun uzun süreli bir mücadele olduğunu, kazanmak için de farkındalığın geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Akdağ, “Sigarada bunu çok iyi başardık. Ama sigarada iş biraz daha kolaydı. Çünkü sigaranın zararını herkes biraz kabullenmiş durumdaydı. Oysa yeme içmeyle ilgili bu farkındalık düşük” değerlendirmesinde bulundu.
Gazetelere ilan verdiklerini, bilboardları kullandıklarını hatırlatan Sağlık Bakanı Akdağ, basının buna ilgi göstermesinin önemine işaret etti.

2 Kasım 2012 Cuma

TTNET Mobil Müzik, 31 Mart Tarihine Kadar Ücretsiz

TTNET Müzik’in mobil uygulaması TTNET Mobil Müzik, 31 Mart 2012′ye kadar, Apple’ın mobil platformları iPad ve iPhone’da ücretsiz.
 
 
TTNET’in müzik uygulamasında yer alan milyonlarca yerli ve yabancı şarkıdan dilediklerinizi iPhone, iPad, iPod Touch ve Motorola Xoom cihazlarınız ile dinleyebilirsiniz. Yapmanız gereken yalnızca, TTNET Mobil Müzik uygulamasını indirmek.
 
Müzik severlere müjde! TTNET Müzik iPhone ve iPad uygulamaları, 31.03.2012 tarihine kadar ücretsiz! Oluşturduğunuz müzik listelerine web’den erişebileceğiniz, albüm, haber ve etkinlikleri Facebook ve Twitter hesabınız ile paylaşabileceğiniz uygulama hakkında daha detaylı bilgi için tıklayın.
Uygulamayı indirmek için buraya tıklayın.

Facebook’u boyadı, dolar milyoneri oluyor.

Choe, Facebook hissesine razı oldu ve binde 2 hisse aldı. Halka arzla Choe’nin 200 milyon doları olacak.
Bundan 7 yıl önce Facebook kurulduğunda, şirketin Palo Alto, California’daki merkez ofisinin dış cephesini graffiti ile süsleyen David Choe, Mark Zuckenberg’in peşin para yerine, Facebook hisseleriyle ödeme yapma teklifini kabul ettiğine son derece memnun.
Zuckenberg’in, “Ya birkaç bin dolara razı ol, ya da yüzde 0.2 hisse verelim” teklifine ‘hisse’ yanıtını veren Choe’nin aldığı binde 2 hissenin değeri, şirketin 5 milyar dolarlık ilk halka arzının gerçekleşmesiyle 200 milyon dolara ulaşacak.
Vatan'ın haberine göre, Facebook’un 1 Şubat 2011 tarihinde 5 milyar dolarlık ilk halka arzı için ABD Sermaye Piyasası Kurulu’na (SEC) resmen başvurması, çok sayıda milyarder doğacağına işaret ediyor.
Şirketin yüzde 28.4 hissesinin (533.8 milyon) sahibi olan kurucu ortak Marc Zuckenberg’in bu hisselerin değeri halka arz ile birlikte 25 milyar doları bulacak. Bir diğer kurucu ortak Jim Breyer ise Facebook’ta 201.4 milyon hisseye sahip. 2008 yılında şirket ile yollarını ayırma kararı alan Dustin Moskovitz’in de elinde ise 133.8 milyon hisse bulunuyor. Zuckerberg’ün fikirlerini çaldığını iddia eden Tyler ve Cameron Winklevoss da Facebook’ta 1.2 milyon hisseye sahip Facebook’un bir diğer eski kurucu ortağı Eduardo Saverin’in ise yüzde 5 hissesi var.
Piyasanın genel eğilimine sistematik olarak karşı gelmesiyle tanınan milyarder yatırımcı Peter Thiel’in Facebook’ta sahip olduğu 44.7 milyon hisseye 2 milyar dolardan fazla değer biçiliyor. 1995 yılında halka arz edilen Netscape’in kurucusu Marc Andreessen’in Facebook’ta ki 3.6 milyon hissesinin değeri ise 200 milyon doları buluyor. Facebook’un operasyon direktörü Sheryl Sandberg’in elinde 1 milyon hisse bulunuyor. Facebook tarafından SEC’e sunulan başvuruda Sandberg’ün 38.1 milyon hisse daha satın alma opsiyonundan bahsediliyor. Şirketin mali işlerinden sorumlu genel müdürü David A. Ebersman ise 7 milyondan fazla Facebook hissesinin sahibi. Rus milyarder Yuri Milner’in yatırım şirketi DST Global, Facebook’ta yüzde 7’lik bir hisseye sahip. Zuckerberg’ün dişçi babasının 2 milyon hisseye sahip olduğu şirketin kuruluşunun ilk yıllarında 250 çalışanına teşvik amaçlı hisse alım fırsatları sunduğu da biliniyor.
2011 GELİRİ 3.7 MİLYAR DOLAR
İlk halka arzı için önceki gün başvuruda bulunan Facebook, böylece bugüne kadar sır gibi sakladığı şirkete dair bazı verileri de kamuoyuyla paylaşmış oldu. Halka arzın ardından değeri 100 milyara ulaşması beklenilen Facebook’un 2010 yılında 1.9 milyar dolar olan geliri geçen yılın sonunda 3.7 milyar dolara yükseldi. Yıllık geliri 2009-2010 yılları arasında yüzde 154, 2010-2011 yılları arasında yüzde 88 artış kaydetti. Sitenin 2010’da 606 milyon dolar olan kârı, 2011’de 1 milyar dolara çıktı. 845 milyon kullanıcısı bulunan Facebook’u Aralık itibariyle 425 milyon cep telefonu kullanıcısına da ulaştı.
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız